Otizm Nedir?

 Prof. Dr. Süleyman KALELİ
Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olmuştur. Aynı üniversitede Yüksek Lisansını ve Doktorasını tamamlamıştır. Süleyman Demirel Üniversitesinde Yardımcı Doçent ve Sakarya Üniversitesinde Doçent ve aynı üniversitede Profesör kadrosuna atanmıştır. Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Profesör Dr. Süleyman Kaleli  TÜBİTAK olmak üzere toplam 14 projede proje yürütücüsü ve araştırmacı olarak görev almıştır. Ulusal ve uluslararası toplam 130'un üzerinde yayın ve tebliği bulunmaktadır. Online Türk Sağlık Bilimleri Dergisinde editörlük ve Academic Platform-Journal of Engineering and Science dergisinde bölüm editörlüğü yapmaktadır. Uluslararası “CELL CULTURE COURSE”e katılmış olup “Hücre kültür sertifikasyonu”na sahiptir.  

OTİZM NEDİR?

Otistik bozukluk, ilk olarak Kanner (1943) tarafından tıp literatürüne kazandırılmıştır. Otizm kısıtlanmış, yinelenen davranış örüntüleri, toplumsallaşmada, sözlü ve sözel olmayan iletişimde bozukluk gibi çekirdek belirtileri olan ve en çok araştırma yapılan bozukluklardan birisidir.

Otizm, günümüzde bazı kaynaklarda her 110 çocuktan birini, bazı kaynaklarda da her 88 çocuktan birini etkileyerek, çocuklar arasında en hızlı yaygınlaşan nörolojik ve gelişimsel bir bozukluk olarak dünya genelinde hızla yayılan bir hastalık olarak görülmektedir.

Kesinlikle ülke, ırk, kültür ya da sosyo-ekonomik farklılık gözetmemektedir. Otizmde temel sorun beynin farklı bölgelerinin bir arada çalışamamasıdır.

Otistik çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada otizmde, beynin sese karşılık verme işlevini yerine getiren bölümleriyle, ödüllendirmeye ilişkin beyin devreleri arasındaki bağlantının zayıf olduğu gösterilmiştir.

Normalde yeni doğmuş bir bebek yaşamının ilk iki, üç, bazen de dört haftasında otistik bir yaşam içerisindedir.  Çevre ile ilişkisi açlık, susuzluk, sıcaklık, soğukluk gibi duyuları ile ilgilidir. Dış dünyanın gerçeklerine ilgisizdir.

Anne ya da herhangi bir yabancı bebek için aynıdır. Kendisine yakınlaşmasına ya da uzaklaşmasına tepki göstermez. Genellikle 3. ya da 4. haftada bebekler otistik durumdan çıkmaya başlarlar.

OTİZM NE ZAMAN, HANGİ BELİRTİLERLE GÖRÜLÜR?

Klinisyenler ve araştırmacılar, otizme özgü anormal gelişimin bazı göstergelerinin 30 ay öncesinden başladığı görüşü üzerinde uzlaşmışlardır. Otizm, yaşamın yaklaşık ilk üç yılı içinde ortaya çıkan sosyalleşme, dil ve iletişim gibi birçok göstergelerle yaşamı etkilemektedir.

Aileler ve uzmanlara göre;

  • Çocukların erken dönemlerindeki gelişmeleri normaldir. Kucaklanmaktan ve dokunulmaktan hoşlanırlar. Mimiklerini amaçlı olarak kullanırlar.
  • 12.-15.aylar arasında ise; sözlü iletişim, mimik ve jestlerin kullanımı ile ilgili sistemin gelişiminde bir duraklama görülür. Ayrıca; 2-2,5 yaş civarında konuşma yoktur ve akranlarına karşı ilgisizdirler.

Bununla birlikte, otizmde klinik belirtilerin şiddeti bireyden bireye değişiklik göstermektedir. Bu nedenle, otistik spektrum içinde en hafiften en ağıra kadar değişik şiddette otistik davranış özellikleri görülebilir. Otistiklerde iletişim ve sosyal etkileşim yetileri ağır derecede bozuktur.

Otizme kesin olarak neyin sebep olduğu hala araştırma konusudur. Çünkü otistik davranışları tek bir nedene bağlamak mümkün değildir. Otizmli kişilerin sadece %5-10’unda tıbbi bir neden saptanabilmektedir.

Otistik spektrum bozukluklarında genetik temeli savunan araştırmacıların görüşünü destekleyen otizmli bireylerdeki genetik çalışmalardan, tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine oranla otizm görülme yüzdesinin belirgin olarak yüksek olması örnek verilebilir.

SONUÇ VE ÖNERİ

  • Devletimiz otistik çocukların eğitimi ve bakımıyla ilgili yeterli desteği vermesine rağmen, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki hastanelerle Tıp Fakültesi ve Özel Hastanelerde Down Sendromu, Otizmi de içeren Yaygın Gelişimsel Bozukluklar ile ilgili danışma merkezleri eksiktir.
  • Danışma merkezi kurulması ve ailelerin ilk hastane müracaatlarının buradan sağlanması, gideceği kliniklere randevulu değil de konsültasyonla hızlı bir şekilde muayene, tetkik ve tedavilerinin yapılması hizmetinin getirilmesini önermekteyiz.
  • Bu amaçla, Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşlarında Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (YGB) konusunda; doktor, hemşire ve diğer sağlık personeli eğitilmeli, eğitim sonunda bu sağlık meslek grubu sertifikalandırılmalı ve her hastanede bir hekim ve bir diğer sağlık personeli istihdam edilmelidir.

SAKARYA’DAN DORUK DAVRAN ÖRNEĞİ

Sakarya’da yaşayan otizm hastası Doruk Davran, yüzmeyi öğrenmiş ve katıldığı yarışmalarda kazandığı derecelerle örnek olmuştur. Rahatsızlığı nedeniyle konuşmakta zorlanan Doruk Davran, yüzme eğitimi sayesinde, son üç yılda serbest stilde Türkiye Şampiyonu olmayı başarmıştır. Bu derecelerin ardından Dünya Özel Sporcular Yüzme Şampiyonası’na katılmış ve zeka geriliği veya yavaş öğrenme sorunu yaşayan yüzücülere karşı yarışarak kategorisindeki tek otistik hasta olarak dünya 4′üncüsü olmayı başarmıştır. Bu arada Ege Deniz, Ayliz Turan’ı da unutmamak gerekir.

KAYNAKLAR

Elif Funda Şener, Yusuf Özkul.Otizmin Genetik Temellleri.Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 22, 86-92, 2013

Yeşim Özlü-Fazlıoğlu. Duyusal Entegrasyon Programının Otizmli Çocukların Duyusal Ve Davranış Problemleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü  Doktora Tezi (Danışman: Doç. Dr. Gülen BARAN) Ev Ekonomisi (Çocuk Gelişimi Ve Eğitimi) Anabilim Dalı,2004

Şahin Bodur, Dr. A. Şebnem Soysal.Otizmin Erken Tanısı ve Önemi. STED, cilt 13 sayı 10 s.394-398, 2004

Gül Sultan Özeren.Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) ve Hastalığa Kanıt Penceresinden Bakış.Acıbadem Universitesi Sağlık Bilimleri Dergisi,Cilt: 4  Sayı: 2;  2013.

Sabri Hergüner, Arzu Hergüner. Otistik Bozukluğu Olan Çocuk ve Ergenlerde Kolesterol Düzeyleri. Selçuk Üniv Tıp Derg;27:226-228,201 1

American Psychiatric Association: APA. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.

Kırcaali-İftar, G. (2003). Otistik özellik gösteren çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılması. İstanbul: Ya-Pa.