Kansere Giden Yol
Prof. Dr. Süleyman KALELİ Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olmuştur. Aynı üniversitede Yüksek Lisansını ve Doktorasını tamamlamıştır. Süleyman Demirel Üniversitesinde Yardımcı Doçent ve Sakarya Üniversitesinde Doçent ve aynı üniversitede Profesör kadrosuna atanmıştır. Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Profesör Dr. Süleyman Kaleli TÜBİTAK olmak üzere toplam 14 projede proje yürütücüsü ve araştırmacı olarak görev almıştır. Ulusal ve uluslararası toplam 130'un üzerinde yayın ve tebliği bulunmaktadır. Online Türk Sağlık Bilimleri Dergisinde editörlük ve Academic Platform-Journal of Engineering and Science dergisinde bölüm editörlüğü yapmaktadır. Uluslararası “CELL CULTURE COURSE”e katılmış olup “Hücre kültür sertifikasyonu”na sahiptir.
KANSERE GİDEN YOL
Kanser nedir? Kanser, hücrelerde DNA'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve klonal yayılımıdır. Somatik genetik hastalıkların en sık, en yaygın ve aynı zamanda en komplike olanıdır. Kanser, DNA dizisindeki birtakım anormalliklerle oluşmaktadır.
Kanser ve genetik arasındaki ilişki: Kanser gelişiminde genetik yatkınlık da çevresel etmenler kadar rol oynamaktadır. Ancak kalıtım yoluyla kanser meydana gelme olasılığı çevresel faktörlere oranla çok daha azdır. KANSER VE KARSİNOJENLER ARASINDAKİ İLİŞKİ
- Radyasyon: Sağlık alanında, özellikle görüntülemede kullanılan X- ve Gamma ışınları hastalıkların teşhisinde çok önemli görevler üstlenmektedirler. Fakat pek çok araştırmalarda; bu teşhis araçları da meme kanseri ve çocukluk çağı kanserlerine neden olduğu bildirilmektedir.
- Ağır metaller: Ağır metaller küresel kirlilik faktörleri olarak insan ve tüm canlı yaşamında tehlike ve risk oluşturmaktadır. Akciğer ve prostat kanserlerinin oluşumunda kadmiyumun etkisi kesin olarak belirlenmiştir. Arseniğin 70-180 mg alınması canlılarda öldürücü etki göstermektedir. Arsenik özellikle saç ve tırnakta birikir ve deri, akciğer, mesane kanserine neden olabilir.
- Sigara: Sigara dumanı 4000 den fazla kimyasal madde içermektedir. Sigara dumanındaki kimyasal maddeler DNA hasarına neden olmakta ve başta akciğer kanseri olmak üzere çeşitli kanserlere yol açtığı bildirilmektedir.
- Gıdalar ve Beslenme: Katkı maddelerinin bir kısmı kanserojen iken bir kısmı da kanserojenlerin etkinliğini artırmaktadır. Örneğin dulcin, cinnamyl anthranilate ve thiourea, gibi bazı sentetik katkı maddelerinin karaciğer kanserine neden olduğu yapılan deneylerle tespit edilmiş, bunun üzerine bu maddelerin gıdalarda kullanılması yasaklanmıştır. Kullanımda olup kanser riskini artıran maddelere nitritin tuzları olan sodyum nitrit (E250) veya potasyum nitrit (E249)’i verebiliriz. Bunlar sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerine antibakteriyel olarak ve renk tutucu olarak eklenmektedir. Bu tip işlenmiş et ürünlerinden günde 50 g tüketmek bağırsak kanserine yakalanma riskini % 21 artırmaktadır. Alkol kanseri tetiklemektedir. Aflatoksinler yer fıstığı, kuru baklagiller, yağlı tohumlar ve tahıllarda bulunur ve hepatoselüler kanser için tetikleyicidir. Şeker ve tuz fazla miktarda tüketiminden kaçınılması gereken iki temel gıdadır.
- Kanser virüsleri: Onkovirüsler ya da tümör virüsleri, kansere neden olabilen virüsler için kullanılan genel bir terimdir. Hepatit virüsleri (HBV, HCV), Human papilloma virüsü (HPV), Kaposi sarkom-ilişkili herpesvirüs (HHV-8), Human T-lymphotropic virus (HTLV) vet Epstein–Barr virus (EBV) gibi onkovirüsler fiziksel ve kimyasal etkenler gibi, biyolojik olarak normal karaktere sahip bir hücreyi transforme ederek kanser oluşturabilirler. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansının Dünya çapında yaptığı araştırmalar sonucu; insan kanserlerinin .8'inin enfeksiyon kaynaklı olduğunu ve ,9 ile yedi farklı virüsün birinin bunlara neden olduğu tahmin edilmektedir.
- Serbest Radikaller: Biyolojik sistemlerdeki en önemli serbest radikaller oksijenden oluşan reaktif oksijen türleridir (ROS). ROS DNA hasarı oluşumuna neden olmaktadır.
- Hava kirliliği: Hava kirliliği; atmosferde toz, duman, gaz, su buharı şeklindeki kirleticilerin, insan ve diğer canlılara zarar verecek düzeye erişmesidir. Bunlarla birlikte 189 adet toksik veya tehlikeli hava kirletici madde tanımlanmıştır .Bu hava kirletici maddeler kusma gibi akut hastalıklara, kanser gibi kronik hastalıklara, ayrıca immünolojik, nörolojik, üremeyle ilgili, gelişimsel ve solunumsal hastalıklara yol açarlar. Asbest ve asbest ürünler ile temas plevra ve periton tümörleri ve akciğer kanseri görülme riskini artırır.
Sonuç Kansere sebep olduğu düşünülen çevresel faktörler devamlı temas halinde olduğumuz hava, su, toprak ve gıda kirleticilerini içine almaktadır ve çevrede bulunan pek çok kimyasal madde kansere neden olmaktadır. Kanser yaşam kalitesini düşüren tedavisi zor bir hastalıktır. Bu nedenle çevresel faktörlerin kanser üzerine etkilerinin iyi bilinmesi kanser gelişiminin engellenmesine önemli yarar sağlar.
KAYNAKLAR
1-Prof. Dr. Suleyman Kaleli, ve ark. Which environment makes cancer? Oncology Research and Reviews Volume 1(3):1-4, 2018.
2-Prof. Dr. Fatih Gültekin. Fark Etmeden Yediklerimiz: Gıda Katkı Maddeleri.Server Yayınevi. 1.Baskı: İstanbul, 2014